Çıt demeden çalıya düşer
(GÜNEŞ)
|
İki derekli, bin kiremitli
(TAVUK)
|
Bir küçücük mil taşı,
Dolanır dağı taşı
(GÖZ)
|
Bilmece bildirmece,
El üstünden kaydırmaca
(SABUN)
|
Bir oğlum var,
Kat kat göyneği var
(SOĞAN)
|
Uzaktan baktım ak taş gibi
Yanına vardım sütlaç gibi
(MANTAR)
|
Birbağım var uzundur uzun
(SENE)
|
Senede verir otuz okka üzüm
(RAMAZAN)
|
Beyazını yirsen haramdır
(ORUÇ)
|
Tırnağından övür alır
Burnundan boğazlanır
(BUĞDAY)
|
Bir çuval cevizim var,
Sayarım tükenmez
(YILDIZ)
|
Ağız içinde dil,
Arifsen bil
(KAVAL)
|
Gökte açık pencere,
Kalaylı bir tencere
(AY)
|
Altı göl, üstü gül
(GAZ LAMBASI)
|
Derin kuyu, gümbür suyu
Alan alır, içen ölür
(TÜFEK)
|
El eker dil biçer
(YAZI)
|
Gölgesiz dağlar aşar
(SES)
|
Yük üstünde yarım çörek
(AY)
|
Yılar vurdum sıpaya
Kalktı çıktı tepeye
(İĞNE İPLİK)
|
Bir kuyum var,
İki türlü suyum var
(YUMURTA)
|
Aldır abası,
Yeşildir cübbesi
(KİRAZ)
|
Ayağımla basınca kırt kırt eder,
Güneşi görünce eriyip gider.
(KAR)
|
Şekere benzer tadı yok,
Gökte uçar kanadı yok.
(KAR)
|
Kıştan kaçmaz,
Yaprağı uçmaz.
(ÇAM AĞACI)
|
Ne kanı var ne canı,
Beş tanedir parmağı.
(ELDİVEN)
|
Duruşu ömür,gözleri kömür
Soğuk dondurur sıcak öldürür. (KARDAN (ADAM)
|
Kışın yatar,yazın kalkar.
(SOBA)
|
Ne ağzı var ne dili
Konuşur insan gibi.
(MEKTUP)
|
Biz onu görürüz o bizi görmez,
O konuşur dinleriz.
Biz konuşuruz dinlemez
(TELEFON)
|
Konuş deyince konuşur,
Sus deyince susar.
(RADYO)
|
Burda bağırsak,orda duysak.
(TELEFON)
|
Her gün yeniden doğar,
Dünyaya haber yayar.
(GAZETE)
|
Kulağını büktükçe ağzı sulanır. (MUSLUK)
|
Ağzı var odun yutar,
Bacası var duman tüter.
(SOBA)
|
Dört ayağı var canı yok,
Ayağını kessen kanı yok.
(MASA)
|
Bakınca görünürsün,
Kaçınca silinirsin.
(AYNA)
|
Çıt der,ateş çıkar.
(KİBRİT)
|
Aşağı iner tıkır tıkır,
Yukarı çıkar şıpır şıpır.
(KOVA)
|
Küçük küçük dişleri var
Ne de büyük işleri var.
(TARAK)
|
Dışı var içi yok,
Dayak yer suçu yok.
(TOP)
|
Çarşıdan aldım kapkara,
Evde kırmızılaştı maskara.
(KÖMÜR)
|
Açarsam dünya olur
Yakarsam kül olur.
(HARİTA)
|
Sıcak evin direği
Tıp tıp eder yüreği
(BABA)
|
Özü tatlı,
Sözü tatlı,
Candan daha değerli
(ANNE)
|
Uzun yoldan kuş gelir
Ne söylese hoş gelir
(MEKTUP)
|
Bir ağacı oymuşlar
İçine dünyayı koymuşlar
(TELEVİZYON)
|
Buradan attım kılıcı
Halep’te oynar ucu
(TELEFON)
|
Sesi var canı yok,
Konuşur ağzı yok
(RADYO)
|
O her gün yeniden doğar
Dünyaya haber yayar
(GAZETE)
|
İner reyhan gibi
Oturur sultan gibi
Dürülür hasır gibi
Satılır esir gibi
(KAR)
|
Mavi tarla üstünde,
Beyaz güvercin yürür.
(YELKENLİ)
|
Bir çuval cevizim var,
Sayarım tükenmez.
(YILDIZ)
|
El eker dil biçer.
(YAZI)
|
Arşın ayaklı,
Burma bıyıklı.
(TAVŞAN)
|
Fini fini fincan,
İçi dolu mercan.
(NAR)
|
Daldan dala,
Kırmızı pala.
(SİNCAP)
|
On ay yatar,
İki ay kalkar;
Feneri yakar,
Etrafa bakar.
(ATEŞ BÖCEĞİ)
|
Dağdan gelir, taştan gelir,
Bir kükremiş arslan gelir.
(SEL)
|
Yer altında civcivli tavuk
(PATATES)
|
Askerden küçük
Paşadan büyük
(ÇOCUK)
|
Allah yapar yapısını,
Demir açar kapısını
(KARPUZ)
|
Elsiz ayaksız kapı açar
(ANAHTAR)
|
Kolu var, eli yok, karnı yarık karnı yok
(CEKET)
|
Çat orda, çat burada,
Çat kapı arkasında
(SÜPÜRGE)
|
Yeraltında kırmızı pancar.
(TURP)
|
Yeraltında uzun minare.
(HAVUÇ)
|
Geceleri fener,
Gündüzleri söner.
(YILDIZ)
|
Sarıdır sallanır,
Dalında ballanır.
(PORTAKAL)
|
|
|
|
|